Connect with us

Sektör

Kalekim, ihracatta yerleşik olmayı hedefliyor

kimyager

Published

on

Rate this post

Kalekim Genel Müdürü Akbaş, “Dış pazarlarda yerleşik olmak gerekiyor. 2016 yılında Kenya’da bir yatırım projemiz başladı. Burada farklı bir büyüme modeli oluşturduk diyebiliriz” dedi.

Yapı kimyasalları sektöründe önde markalar içerisinde yer alan Kalekim, ihracatta yerleşik olmayı planlıyor. Dış pazarda sadece ihracatın yeterli olmadığını anlatan Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Dış pazarlarda yerleşik olmak gerekiyor. 2016 yılında Kenya’da bir yatırım projemiz başladı. Burada farklı bir büyüme modeli oluşturduk diyebiliriz” dedi.

Yerel işbirlikleri kurarak, lisanslı üretim ve know-how transferiyle yurt dışı pazarında ihracatın yanı sıra bölgede üretimde de etkili olunması gerektiğini anlatan Akbaş, “Pazarın ihtiyaçları doğrultusunda ürünlerimizi o coğrafyanın hammaddeleriyle üretiyoruz. Önümüzdeki dönemde de bu çerçevede Kenya’da ürün çeşitliliğini artıracağız” şeklinde konuştu.  Dünyanın pek çok yerinde güçlü bir dağıtım ağına sahip olduklarını anlatan Akbaş, globalde 70 ülkeye ihracat yaptıklarını bildirdi. Gerçekleştirilen ihracatın yüzde 6’lık bölümünü Avrupa Birliği ülkelerine yaptıklarını anlatan Akbaş, “Ayrıca ihracatın yüzde 35’lik kısmı ise Ortadoğu’ya, geri kalanını tüm dünyaya yapıyoruz” diye konuştu. 2017’de bir önceki yıla göre yüzde 30’luk büyüme gerçekleştirdiklerini anlatan Akbaş, 2018’de de yüzde 20’lik büyüme ön gördüklerini söyledi.

Elektrik ve doğalgaz faturalarında yarı yarıya tasarruf sağlıyor

Kale Mantolama Sistemleri ile Türkiye’de ilk kez 10 yıl ürün, 2 yıl uygulama garantisi sunarak binaları koruma altına aldıklarını anlatan Akbaş, uygulama süresine ilave olarak 2 yıl kullanım sürecini kapsayan sigorta ile uygulama sonrası montaj ve işçilik nedeniyle meydana gelebilecek hasarlara karşı da güvence sağladıklarını söyledi. Akbaş, Kalekim olarak geliştirdikleri ısı yalıtımı sistemi ‘Kale Mantolama’ ile tüketicilerin doğalgaz ve elektrik faturalarında yüzde 50’ye varan oranlarda tasarruf sağlandığını bildirdi.  Tüketici açısından bakıldığında ısı yalıtımı maliyetinin bir binanın toplam inşaat maliyetinin yüzde 4’üne denk geldiğini anlatan Akbaş, “Yalıtım sistemi, sağlanan tasarrufla birkaç yılda maliyetini karşılayılıyor ve binanınız kalan süre zarfında da tasarruf sağlıyor. Ayrıca binaların soğutma maliyeti, ısıtma maliyetine göre daha yüksek olduğundan mantolamayı sadece ısınma tasarrufu amaçlı düşünmemek gerekir” şeklinde konuştu.

Bu haber de ilginizi çekebilir...  İTÜ MOBGAM, Milli İlaç Üretiminde Güç Birliği Başlattı

Su yalıtımı olmayan binalar 10 yıl içinde taşıma kapasitesinin yüzde 66’sını kaybediyor

Deprem sırasında meydana gelen büyük yıkımların en önemli nedeninin korozyon (paslanma) olduğuna dikkat çeken Altuğ Akbaş, su yalıtımlı binaların artılırması yönünde çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Su yalıtımı olmayan binaların taşıyıcı sistemi, korozyon nedeniyle 10 yıl içinde başlangıçtaki taşıma kapasitesinin yüzde 66’sını kaybettiğini ifade eden Akbaş, “Bu da binanın erken yaşlanmasına, en önemlisi de depremin yıkıcı etkilerine davetiye çıkarıyor” şeklinde konuştu. Binalara sızan su ve  korozyonun insan vücudunda zararlı küf, mantar ve benzeri organik maddelerin oluşumuna sebep olduğunu bildiren Akbaş,”Gerek yapı güvenliği, gerekse sağlık ve konfor şartları açısından binalarda mutlaka uygun malzemeler kullanılarak su yalıtımı yapılmasını öneriyoruz” dedi.

Kış döneminde inşaatlar durmayacak

Wintertech teknolojisi ile kış döneminde inşaatlara ara verilmesi yada  ortamın ısıtılmaya çalışılması gibi zorunlulukların ortadan kalktığını anlatan Akbaş, “Kış aylarında çimento esaslı ürünler ile birlikte güçlü çözümler sunan Wintertech, -10 °C’de dahi kullanım imkanı sağlıyor. Çimento esaslı ürünler +5 ila +35 °C arasında uygulanabiliyorken, Kalekim’in geliştirdiği Wintertech teknolojisi ile üretilen yüksek performanslı seramik yapıştırıcısı 1056 Profesyonel ve gazbeton örgü harcı 1058 Technoblock ürünleri, -10 ila +23 °C arasında rahatlıkla kullanılabiliyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’de pazar payının yarıdan fazlasını elinde bulunduruyor

Balıkesir’e 30 milyon liralık  yatırımla fabrika inşa süreçlerinin devam ettiğini anımsatan Akbaş, İstanbul, Yozgat, Isparta, Mersin, Erzurum ve Mardin tesislerinde yıllık bazda toplam 800 bin ton yapı kimyasalı üretme kapasitesine sahip olduklarını söyledi. Kale boya ve sıva işletmelerinde ise yılda 100 bin tonluk hacimle faliyet gösterdiklerini anlatan Akbaş, ” Bugün üretim ve satış kapasitesi  olarak Türkiye’de birinci sıraya yerleştik. Ülkemizde yüzde 50’nin üzerinde pazar payına ulaşarak sektörde açık ara önde yer alıyoruz” diye konuştu. Öte yandan enerji verimliliği eylem planın yalıtım sektörünü de olumlu yönde etkileyeceğini anlatan Akbaş, “Bu etkilenme de elbette cirolara ve yeni yatırımların artmasında da tetikleyici olacak” şeklinde konuştu.

Bu haber de ilginizi çekebilir...  Greyder’in kimyasal testlerini HİTÜ yapacak

Haber Kaynağı

Paylaş:
Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İçerik kopyalanamaz!